Acquired (Sonradan kazanılmış) lipodistrofinin altbölümleri
- Acquired generalized lipodistrophy ( AGL; Lawrence sendromu)
- Acquired partial lipodistrophy (APL; Barraquer-Simons sendromu)
- High active antiretroviral therapy(HAART) induced lipodistrophy ( LD-HIV)
- Localized lipodistrophy
Genel bilgi
Sonradan kazanılmış lipodistrofi kalıtımsal olmayan daha ziyade hayatın bazı noktalarında sonradan gelişen lipodistrofinin tipleri için kullanılan genel bir terimdir. Sonradan kazanılmış lipodistrofiler direkt olarak genetik nedenlere sahip değildir ancak birçok farklı faktörü içerebilir. Bu hastalığa bazı tedaviler yol açabilir.
Lipodistrofinin sonradan kazanılmış formlarının başlangıcı çocukluk dönemi, ergenlik veya erişkinlik dönemi olabilir. Hasta bireylerde karakteristik olarak vücudun etkilenen bölgesine özel olarak vücutta yağ (adipoz dokusu) kaybı gelişir; özellikle kol, bacak, yüz, boyun, ve göğüs veya torasik bölgeler. Bazı vakalarda, isülin direnci ile ilgili olarak metabolik komplikasyonlar gelişebilir. Bu komplikasyonlar; glukozun yıkımının sağlanamaması( glukoz intoleransı), kandaki trigliserit seviyelerinde artış ve diyabeti içerebilir.
Belirti ve semptomlar
Bu forma sahip bireylerde, yüz, boyun, kol ve bacaklardaki deri altı yağlarında azalma gözlenir. AGL çok değişkendir ve insandan insana belirgin farklar olabilir. Bazı vakalarda, avuç içlerinde ve ayak tabanındaki yağlarda kayıp görülebilir. Bazı insanlarda, intra-abdominal yağ kaybı görülebilir. Kemik iliğindeki yağların kaybı ise çok nadir meydana gelir. AGL ile ilişkili yağ kaybı çabucak birkaç hafta süresince olabildiği gibi yavaşça birkaç ay veya yıllar süresince bile olabilir.
AGL genelde çocukluk döneminde yada ergenlikte gelişir; herhangi bir yaşta olabilir, belirli bir yaşı yoktur. Çocukluk döneminde etkilenen biraylerde oburluk ve artan büyüme tanımlanmıştır. Etkilenen bireylerde yorgunluk da yaşanabilir.
Bu bireylerde, sıklıkla metabolik komplikasyonların bir çeşidine sebep olan şiddetli insülin direnci gelişir. Etkilenen bireylerde cilt sertleşmesi gelişebilir. Glukoz intoleransı, hipertrigliseridemi ve diyabeti içeren insülin direncinin diğer komplikasyonları meydana gelebilir. Bu semptomların kontrol edilebilmesi çok zordur ve diabet çok şiddetlidir. Diabet sıklıkla lipodistrofinin ardından gelişir ama bazı vakalarda neredeyse eş zamanlı olarak da meydana gelebilir.
Bazı bireylerde karaciğerde anormal büyüme olabilir. Bu hepatik steatoz veya karaciğer yağlanması olarak bilinir. Yine bazı bireylerde, aşırı hipertrigliseridemi ve kilomikronemi yaşanır, plazmadaki kilomikron adı verilen yağ damlacıklarının birikmesiyle karanterize edilmiştir. Bazı vakalarda bu durum pankreasın akut inflamasyonuyla (pankreatitis) sonuçlanmıştır.
Bazı kadınlarda ergenlikten sonra polikistik over sendromu(PCOS) meydana gelebilir. PCOS seks hormonlarının dengesizliğiyle karakterize edilmiştir. Hasta kadınlar çok fazla ,erkeklik hormonu olan androjene sahiptir.
AGL de kendi içinde 3 altbölüme ayrılabilir; panikulit ilişkili AGL, otoimmün ilişkili AGL, idiopatik AGL.
- EDİLEN KISMİ LİPODİSTROFİ (APL; BARRAQUER-SIMONS SENDROMU)
Bu form genellikle çocukluk sırasında kazanılır. Doğumda ve erken çocukluk döneminde yağ dağılımı normaldir.bununla bereber, çocukluk veya ergenliğin bir noktasından sonra etkilenmiş bireyler yüzlerinin deri altındaki yağlarını kaybederler. Çoğu bireyde 13 yaşında belirgin bir yağ kaybı vardır. Sonunda yağ kaybı kollara,boyna, göğse ve bazen de üst batına doğru genişler. Bacaklar ,kalça ve kalça bölgelerinde genellikle gözlenmez. Bazı kadınlarda ergenlikten sonra kalça ve bacaklarda orantısız biçimde fazla yağ birikimi olabilir. Yağ birikimi sıklıkla kademelidir ve birkaç aydan birkaç yıla kadar meydana gelebilir.
Yaklaşık olarak 4 APL hastasından birinde böbreklere geçerken kanı süzen renal glomerülleri olarak adlandırılan özel bir yapıdaki kan kılcallarının ufak kümelerinin yıkımı ve inflamasyonu ile karakterize edilmiş membranopoliferatif glomerülonefrit olarak bilinen böbrek rahatsızlığı gelişir.
Yaşlanmayla beraber bazı hasta bireylerde gözlerin arkasındaki bir zar olan retinada sarı ve beyaz hücre dışı materyallerin anormal birikimi gelişebilir.
Lipodistrofinin çoğu formu insülin direnci nedeniyle gelişen metabolik komplikasyonlarla ilişkilidir. Bununla beraber, APL’nin çoğu vakasında ne insülin direnci ne de onunla ilişkilş semptomlar meydana gelmez. Nadir vakalarda, insülin direnci gelişir.
- YÜKSEK AKTİF ANTIRETROVİRAL TEDAVİ (HAART) İNDÜKSEL LİPODİSTROFİ (LD-HIV)
Lipodistrofinin bu formu, human immunodeficiency virüsü (HIV) taşıyan bireylerde HIV-1 proteaz inhibitörü içeren HAART olarak bilinen antiretroviral tedavi aldıktan sonra meydana geliyor. Lipodistrofinin gelişimi tedavinin süresi ve yoğunluğuna bağlı. Çoğu bireyde, proteazinhibitörleri ve nükleosid revers transkriptaz inhibitörlerinin lipodistrofinin gelişiminde ilişkisi vardır. Çoğu vakada LD-HIV, 2 yıl veya daha fazla süre bu tedaviyi gören bireylerde gelişir.
Yine çoğu vakada, etkilenmiş bireyler kademeli olarak kol, bacak ve yüzlerinin deri altı yağlarını kaybederler. Bazı bireylerde; yüz, boyun, üst sırt ve belde yağ birikimi gelişebilir. Bu da çift çeneye , üst sırtta kamburluğa ve bel çevresinin genişlemesine sebep olabilir. Yağ kaybı HAART tedavisi devam ettikçe giderek kötüleşir ve bu tedavi sonlandığında geri dönmez. Çoğu birey hipertrigliseridemi yaşar. Ayrıca diabet de meydana gelir ama nadirdir. Bireylerde koroner kalp hastalıkları gelişmesi riski artabilir.
- YERELLEŞTİRİLMİŞ LİPODİSTROFİ
Lipodistrofinin bu formu vücudun sadece küçük bir kısmında derialtı yağlarının kaybıyla karakterize olmuştur. Localized lipodistrofi ilaç enjeksiyonunun(örneğin insulin) olduğu yerde meydana gelebilir. Etkilenmiş bireylerde, genellikle etkilenmemiş cildin üzerindeki çukur veya oyuk gibi görünen etkilenmiş bölgelerde derialtı yağı kaybı vardır. Bazı bireyler vücudun geniş komşu bölgelerinde buna sahiptir.
Sebepleri
Kazanılmış lipodistrofiler tedavilerden, otoimmün reaksiyonlardan veya diğer bilinmeyen mekanizmalardan kaynaklanabilir. Direkt olarak genetik bir temele sahip değildir. AGL, enfeksiyon veya otoimmün hastalığı takiben oluşabilir. APL’ nin ise immün sistemin yanlışlıkla yağ hücrelerinin yıkımını getirmesiyle oluştuğuna inanılıyor. Localized lipodistrofi insülin gibi çeşitli ilaçların deri altı dokusuna enjeksiyonu nedeniyle oluşabilir. HIV taşıyan bireylerde, neden proteaz inhibitörleri ve revers transkriptaz inhibitörleri ile tedavinin lipodistrofiye yol açtığı henüz anlaşılmış değil.
Etkilenmiş Populasyonlar
APL şuana kadar yaklaşık 250 bireyde rapor edildi ve bireylerdeki erkeklerin kadınlara oranı 1:4 . AGL ise yaklaşık 100 bireyde rapor edildi yine erkeklerin kadınlara oranı 1:3. LD-HIV’nin ise ABD’de 100.000 kişiyi etkilediği tahmin ediliyor.
Bağlantılı Hastalıklar
Aşağıdaki rahatsızların semptomlarıyla kazanılmış lipodistrofinin semptomları benzer olabilir.
Ailesel kısmi lipodistrofi (Familial partial lipodistrophy:FPL) vücudun çeşitli bölgelerinde özel ve ilerleyen vücut yağı kaybı ile karakterize edilmiş nadir genetik bir hastalıktır. FPL’ye sahip bireylerde sıklıkla kol, bacak, göğüs ve vücut gövdesindeki derialtı yağlarda azalma vardır.
Parry-Romberg sendromu yavaş ilerleyen yüzün yarısının yumuşak dokusu ve cildin büzüşmesiyle karakterize edilmiş sonradan edinilmiş nadir bir hastalıktır. Nadir durumlarda yüzün iki tarafı da etkilenir.
Cushing sendromu;böbreküstü bezlerinin aşırı kortizol hormonu üretimi ile sonuçlanan nadir endokrin bir rahatsızlıktır.
Sendromik rahatsızlıkların çeşitleri lipodistrofiyle ilişkili olabilir ve/veya benzer semptomlara sahip olabilir; CGL içeren Rabson- Mendenhall sendromu, SHORT sendromu, mandibulakar displazi, Wiedemann-Rautenstrauch sendromu,Huntchinson-Guilford sendromu, Werner sendromu ve leprokonizm.
Teşhis
Kazanılmış(acquired) lipodistrofinin teşhisi karakteristik semptomların belirlenmesi, hasta hikayesinin detaylandırılması, ayrıntılı klinik değerlendirme ve çeşitli özel testlere dayanmaktadır.
Kazanılmış lipodistrofide yağ kaybının karakteristik modeli tüm vücut MRI ile tespit edilebilir.
Tedavi
Tedavi her bir bireyde gözlenen özel semptomlara yöneliktir.
Alanında uzman bir ekibin koordineli çalışmasını gerektirebilir. Pediatristler, plastik cerrahlar, kardiyologlar, endokrinologlar, beslenme uzmanları ve diğer sağlık koruma personellerinin hasta çocuğun tedavisi için sistematik ve kapsamlı bir plana ihtiyacı olabilir.