Kategoriler
YAYIN YUKLENDI

CHERUBISM

Genel Bilgi

     Cherubism (MIM 118400), üst çene (maxilla) ve/veya alt çene (mandibula) kemiklerinin aşırı bozunması ile tanımlanan karakteristik bir yüz şişmesine neden olan, fibröz doku kitlelerinin gelişmesiyle takip edilen kalıtsal otozomal dominant bir sendromdur (1).

      İlk defa 1933 yılında Kanadalı radyolog William Jones tarafından yanakların şişmesiyle beraber, ırsi multiloküler (Çok sayıda küçük boşluklar gösteren) kistik bir çene hastalığı olarak tanımladı (2). Özellikle üstçenedeki genişleme, yüz derisini ve alt göz kapağını aşağı doğru çeker; hastanın yüzünde gökyüzüne bakıyormuş gibi bir izlenimi ortaya çıkar. (Hastanın yüz ifadesi, orta çağ tablolarındaki “meleklere bakan çocuklara” benzetilmiş ve cherubism nitelemesi bu algılamadan doğmuştur.)

     Fonksiyonel bozukluk, çiğneme ve konuşma problemlerini, diş bozunmalarını ve normal görme kaybını içerir. Hastalığın başlangıcı genellikle 14 ay ile 4 yaş arasındadır. Hastalık çocukluk çağında ilerler, daha sonra stabilize olur ve bazı durumlarda tedavi olmadan gerilemektedir.

Görsel 1: Cherubism hastasında aşırı genişleyen çene kemiği

http://2.bp.blogspot.com/-ncpho4p6Yb4/UwK6nW-iz1I/AAAAAAAAAtY/HtV-OI4YwQc/s1600/Figure+3.jpg

Genetik Değişiklikler/Etken Faktörler

Cherubism hastalarının çoğunda kromozom 4p16 üzerinde SH3BP2 geninde dominant mutasyon bulunmaktadır. SH3BP2 tarafından kodlanan protein, kemik metabolizması ve yeniden şekillendirilmesi için önemlidir. Cherubism’li insanların yaklaşık %80’i SH3BP2 geninde bir mutasyona sahiptir. Vakaların kalan %20’sinde durumun nedeni bilinmemektedir.

Belirti ve Semptomlar

Alt ve üst çene kemiğinin ağrısız, kist benzeri büyümelerle yer değiştirilmesiyle genişlemesidir. Bu büyümeler yanaklara şişmiş, yuvarlak bir görünüm verir ve genellikle normal diş gelişimine engel olur. Bazı insanlarda durum o kadar hafiftir ki fark edilmeyebilir, diğer vakalarda ise görme, nefes alma, konuşma ve yutma ile ilgili sorunlara neden olacak kadar şiddetlidir. Çenenin genişlemesi genellikle çocukluk dönemi boyunca devam eder ve ergenlik döneminde stabilize olur. Anormal büyümeler yavaş yavaş erken yetişkinlikte normal kemik ile değiştirilir. Sonuç olarak, etkilenen birçok yetişkin normal bir yüz görünümüne sahiptir. Bu durum başka hastalıklarla beraber görüldüğünde ise farklı fiziksel görünümler ortaya çıkmaktadır. Örneğin cherubism, ramon sendromu ile beraber görüldüğünde ise kısa boy, zihinsel engellilik ve diş etlerinin aşırı büyümesi gibi semptomlarla karşılaşılabilir. Bir nadir vaka olan noonan sendromu ile beraber görüldüğünde kısa boy ve kalp bozukluğu gibi durumlar da görülebilir.

Görsel 2: Cherubism hastası birey

http://2.bp.blogspot.com/-g5MIAZ8FI9U/UwK6oLgdycI/AAAAAAAAAtI/KSn_eqmV3gM/s1600/JClinImagingSci_2012_2_1_8_93275_u1.jpg

Genetik Görülme Sıklığı

Cherubism görülme sıklığı tam olarak bilinmemektedir ve geniş klinik spektrum nedeniyle belirlenmesi zordur. Literatürde dünya çapında çeşitli etnik gruplarda yaklaşık 300 vaka bildirilmiştir. Hastalık erkekleri ve kadınları eşit derecede etkiler. Hastalığın yaklaşık %50’si aileseldir ve diğerleri de novo mutasyonlarıyla ilişkili görünmektedir. Cherubism otozomal dominant bir özellik olarak kabul edilir, ancak otozomal resesif iletimi düşündüren belgeler de vardır. Hastalıktan etkilenen aileler için genetik danışmanlık tavsiye edilir.

Kalıtım Paterni / Deseni

Cherubism otozomal dominant paternde kalıtsaldır. Bu, her hücrede sorumlu genin sadece bir kopyasında bir değişikliğe (mutasyon) sahip olmanın, durumun görülmesi için yeterli olduğu anlamına gelir. Bazı durumlarda, hastalıktan etkilenen bir kişi mutasyona uğramış geni yine hastalıktan etkilenen bir ebeveynden devralır. Diğer durumlarda mutasyon ailesinde hiç görülmemiş bireylerde de ortaya çıkabilir. Buna de novo mutasyonu denir. De novo mutasyonunun neden olduğu cherubism vakalarının oranı bilinmemektedir, çünkü bu durumda değişken ekspresivite ve azaltılmış penetrans gözlenir.

Otozomal dominant bir duruma neden olan bir mutasyona sahip bir kişinin çocukları olduğunda, her çocuğun bu mutasyonu alma şansı %50’dir (2’de 1).

Görsel 3: 41 yaşındaki cherubism hastası bir kadına ait tomografi görüntüsünde alt çene kemiğinde fark edilebilir bir şekilde genişleme gözükmektedir.

https://en.wikipedia.org/wiki/Cherubism#/media/File:Cherubism2.jpg

Teşhis Yöntemleri Ve Tedaviler

Hastanın yaşı, aile öyküsü, klinik bulgular, radyografik bulgular, histopatolojik bulgular, biyokimyasal incelemeler ve moleküler analiz sonuçlarına bakılarak karar verilmektedir. Cherubism genellikle kendini sınırlayan bir hastalık olduğundan dolayı cerrahi tedavi her hastada gerekli olmayabilir. Uzun süreli takip ve kontroller çoğu vakada yeterlidir. 1999’da agresif dev hücre lezyonlarının tedavisi amacıyla interferon kullanımı gündeme gelmiştir. Cherubismin aktif evresinde interferonun vasküler proliferasyon ve dev hücreler üzerine etki göstererek faydalı olabileceği düşünülmektedir. Fare deney çalışmalarında yüksek doz TNF-alfanın cherubism progresyonuna neden olabileceği gösterilmiştir. Ancak 1 hastada TNF-alfa blokeri kullanımıyla (bifosfonat ile birlikte) klinik olarak başarı elde edilememiştir.

Hastalıkla İlişkili Genler

Cherubismli insanların yaklaşık yüzde 80’inde Sh3bp2 geninde mutasyonlar tanımlanmıştır. Kalan vakaların çoğunda, durumun genetik nedeni bilinmemektedir. Sh3bp2 geni, kesin işlevi belirsiz olan bir protein yapmak için talimatlar sağlar. Protein, hücreler içinde kimyasal sinyallerin iletilmesinde, özellikle de eski kemik dokusunun yeni kemik dokusuyla ve bazı bağışıklık sistemi hücreleri ile değiştirilmesinde rol oynar. Sh3bp2 genindeki mutasyonlar, bu proteinin aşırı aktif bir versiyonunun üretimine yol açar. Sh3bp2 mutasyonlarının etkileri hala incelenmektedir, ancak araştırmacılar anormal proteinin kemik dokusunun ve bazı bağışıklık sistemi hücrelerinin korunmasıyla ilişkili hücrelerdeki kritik sinyal yollarını bozduğuna inanmaktadır. Aşırı aktif protein muhtemelen çene kemiklerinde iltihaplanmaya neden olur ve kemiğin yeniden şekillendirilmesi sırasında kemik dokusunu parçalayan hücreler olan osteoklastların üretimini tetikler. Bu kemik yiyen hücrelerin fazlalığı, üst ve alt çenelerde kemiğin tahrip edilmesine katkıda bulunur. Kemik kaybı ve inflamasyonun bir kombinasyonu, muhtemelen, kistin karakteristik büyümelerinin temelini oluşturur.

Görsel 4: Cherubismin tipik histopatolojisi. Bir cherubism lezyonundan histolojik bir kesit, kemiğin yakınında ve yumuşak fibröz stroma içinde çok çekirdekli osteoklast benzeri dev hücrelerin (oklar) tipik bulgularını göstermektedir.

https://www.researchgate.net/figure/Typical-histopathology-of-Cherubism-A-histological-section-from-a-cherubism-lesion_fig1_225077877

Hastalığın Diğer İsimleri

  • Çenenin ırsi iyi huylu-dev hücreli tümörü
  • Çenenin ırsi fibröz displazisi
  • Çenenin ırsi multiloküler kistik hastalığı

Kaynakça