Kategoriler
YAYIN YUKLENDI

KENNY-CAFFEY SENDROMU TİP 2

Hastalığın Diğer İsimleri

  • KCS2
  • Kenny-Caffey sendromu, dominant tipi
  • Cücelik, tubular kemiklerin kortikal kalınlaşması & geçici hipokalsemi

Genel Bilgi

Kenny-Caffey sendromu tip 2;  uzun kemiklerin kalınlaşmasıyla, kemiklerde ince ilik oyuklarıyla, baş ve gözleri etkileyen anomalilerle karakterize edilmiş çok nadir görülen kalıtsal bir iskelet rahatsızlığıdır. Çoğu vakada doğumda gözle görülebilir. Kenny-Caffey sendromu tip 2’nin başlıca sonucu kısa boydur. Zeka genellikle normaldir. Kenny-Caffey sendromuna sahip bireyler paratiroid hormonun yetersiz üretiminden kaynaklanan kan akışında kalsiyumun düşük seviyelerinin nüksettiği vakalara sahip olabilirler.

Etkilenmiş Popülasyonlar

KCS2, erkek ve kadınları eşit sayıda etkilemiş çok nadir görülen bir iskelet rahatsızlığıdır. Altmıştan az vaka medikal literatüre kaydedilmiştir.

Kalıtım Paterni/Deseni

Çoğu vakada bu sendrom otozomal dominant genetik bir rahatsızlıktır.[1]

Belirti ve Semptomlar

Çoğu hastalık için semptomlar kişiden kişiye göre değişir. Aynı hastalığa sahip insanlar aşağıdaki tabloda listelenmiş her semptoma sahip olmayabilir. Bu bilgiler Human Phenotype Ontology (HPO) adı verilen veri tabanından sağlanmaktadır. %80-99 insanın sahip olduğu semptomlar;

 
Medikal ifade Diğer isimler Learn More: HPO ID
Uzun kemikl gövdesinin kortikal kalınlaşması 0005791 
Ertelenmiş kraniyal sutur klosür 0000270 
Kısa boy Kısalmış boy uzunluğu 0004322 
uzun kemiklerin ilik oyuklarının daralması 0100254 

[2]

Teşhis Yöntemleri ve Tedaviler

KCS2’nin teşhisi, alışılmadık ince ilik oyuklarıyla birlikte uzun kemiklerin dış tabakasının ayırt edici kalınlaşmasını ortaya çıkaran iskelet x-ray çalışmalarıyla doğrulanabilir. Kan testleri ile kandaki kalsiyumun düşük seviyede olduğu vakalar tespit edilebilir.

KCS2’nin tedavisi her bir bireyde görülen spesifik semptomlara yöneliktir. D vitamini ve kalsiyumun reçetesi yazılmaktadır ve hipokalsemi tedavisinde etkisi kanıtlanmıştır. Anemi meydana gelirse, demir alımı için reçete yazılabilir. KCS2’ye sahip insanlar bu sendromla ilişkili göz anomalisine aşina göz doktoru tarafından düzenli olarak kontrol edilmelidir. Etkilenmiş bireyler ve onların ailesi için genetik rehberlik önerilir. Destekleyici bir ekibin KCS2’ye sahip çocuklara yaklaşımı faydalı olabilir. Böyle bir ekip yaklaşımı fiziksel tedavi ve diğer medikal, sosyal veya mesleki hizmetleri içerebilir. Diğer tedavi semptomatik ve destekleyicidir. [1]

Kaynak

https://rarediseases.org/rare-diseases/kenny-caffey-syndrome/  [1]

https://rarediseases.info.nih.gov/diseases/83/kenny-caffey-syndrome-type-2 [2]

Kategoriler
YAYIN YUKLENDI

KÜME BAŞ AĞRILARI

Özet

Küme baş ağrıları, genellikle birkaç hafta boyunca günün aynı saatinde “kümeler” de meydana gelme biçimleri nedeniyle kayda değer bir baş ağrısı biçimidir. Baş ağrısına otonom semptomlar eşlik eder ve bazı insanlar huzursuzluk ve endişe yaşar.

Bir küme baş ağrısı, başın bir tarafında, genellikle bir gözün arkasında veya çevresinde şiddetli ağrı ile başlar. Bazı insanlarda, migren benzeri “aura” dan önce gelebilir. Ağrı genellikle sonraki 5 ila 10 dakika boyunca zirve yapar ve sonra gitmeden önce üç saat boyunca bu yoğunlukta devam eder. Tipik saldırılar günde sekiz kereye kadar çarpabilir ve nispeten kısa ömürlüdür. Ortalama olarak, bir küme süresi 6 ila 12 hafta sürer. Otonomik semptomlar şunları içerebilir: konjonktival enjeksiyon (kanlı gözler), gözün altında veya çevresinde şişlik, gözlerin aşırı yırtılması, göz kapağının sarkması, burun akıntısı ve / veya burun tıkanıklığı, alın ve yüz terlemesi. Bu semptomlar genellikle sadece ağrı sırasında ortaya çıkar ve baş ağrısı ile aynı tarafta bulunur.

Küme baş ağrıları, her yaşta başlasalar da genellikle 20 ile 50 yaş arasında başlar. Erkekler kadınlardan daha sık etkilenir. Tedavi, semptomları başladıktan sonra durdurmayı amaçlayan akut tedaviye ve kümelenme döneminde tekrarlayan atakların önlenmesine yönelik önleyici tedavidir

Belirtiler

Küme baş ağrısı çeken insanlar, ağrıyı delici ve dayanılmaz olarak tanımlarlar. Baş ağrıları “kümeler” de genellikle birkaç saat boyunca günün ve gecenin aynı saatinde meydana gelir. Belirtiler genellikle başın bir tarafında, sıklıkla gözün arkasında veya çevresinde görülür. Başın etkilenen tarafındaki burun ve göz de kırmızı, şiş ve akıntılı olabilir. Bazı insanlar da bulantı; huzursuzluk; kan basıncı ve kalp atış hızı değişiklikleri; endişe veya ışığa, sese ve kokuya duyarlılık gibi semptomlara neden olabilir. Etkilenen bireylerin çoğu, günde bir ila üç küme baş ağrısına ve yılda iki küme periyoduna sahiptir ve bunlardan semptomlardan kurtulma süresi farklıdır.

Küçük bir grup insan, kısa bir süre (2 hafta veya daha az) remisyona maruz kalarak yıllarca sürebilen küme baş ağrıları nöbetleri ile karakterize kronik bir form geliştirir.

Çoğu hastalık için semptomlar kişiden kişiye değişecektir. Aynı hastalığı olan insanlar listelenen tüm belirtilere sahip olmayabilir. Bu bilgi İnsan Fenotip Ontolojisi (HPO) olarak adlandırılan bir veri tabanından gelir. HPO, tıbbi kaynaklarda açıklanan belirtiler hakkında bilgi toplar. HPO düzenli olarak güncellenmektedir. Bir semptom hakkında daha ayrıntılı bilgilere erişmek için HPO ID’yi kullanın.

Tedavi

Tedavi küme baş ağrılarını iyileştirmez. Tedavinin amacı semptomları hafifletmektir. Spontan düzelme oluşabilir veya baş ağrısını önlemek için tedavi gerekebilir.

Küme baş ağrısını azaltmak ve gelecekteki atakları bastırmak için ilaçlar mevcut. Bir tablet, burun spreyi veya enjeksiyon olarak tatbik edilen oksijen inhalasyonu ve triptan ilaçları (migreni tedavi etmek için kullanılanlar gibi) ile akut küme baş ağrısı hızlı bir rahatlama sağlayabilir. Burun ve burun deliklerini saran lidokain burun spreyi de etkili olabilir. Prednizon ve deksametazon gibi ergotamin ve kortikosteroidler küme döngüsünü kırmak için reçete edilebilir ve daha sonra baş ağrıları sona erdiğinde azaltılabilir. Verapamil, atakların sıklığını ve ağrı seviyesini azaltmak için önleyici olarak kullanılabilir. Lityum, valproik asit ve topiramat bazen önleyici olarak da kullanılır.

İlaçlar hakkında daha ayrıntılı bilgi, Medscape Reference’in küme başağrısı hakkındaki makalesinin tedavi ve yönetim bölümlerinde bulabilirsiniz.

Bir Uzman Bulun

Tıbbi yardıma ihtiyacınız olursa, bu hastalık da deneyimi olan doktorları veya diğer sağlık profesyonellerini arayabilirsiniz. Bu uzmanları savunma kuruluşları, klinik deneyler veya tıbbi dergilerde yayınlanan makaleler aracılığıyla bulabilirsiniz. Ayrıca bölgenizdeki bir üniversite veya üçüncül tıp merkezi ile iletişim kurmak isteyebilirsiniz, çünkü bu merkezler daha karmaşık vakalar görmeye, en son teknoloji ve tedavilere sahiptir.

Bölgenizde bir uzman bulamıyorsanız, ulusal veya uluslararası uzmanlarla iletişim kurmayı deneyin. Sizi, bildiği birisine konferanslar veya araştırma çalışmaları yoluyla yönlendirebilirler. Bazı uzmanlar, sizinle ilgilenmek için seyahat edemiyorsanız, telefonla veya e-posta yoluyla sizinle veya yerel doktorlarınızla görüşmek isteyebilir.

Sağlık Kaynakları

Genetik konusunda uzmanlaşmış bir tıp uzmanı bulmak için, doktorunuza sevk isteyebilir veya kendiniz için arama yapabilirsiniz. Çevrimiçi dizinler Amerikan Tıbbi Genetik Koleji ve Ulusal Genetik Danışmanlar Birliği tarafından sağlanmaktadır. Daha fazla yardıma ihtiyacınız olursa, bir GARD Bilgi Uzmanı ile iletişime geçin. Ayrıca Genetik Danışma’dan Genetik danışmalar hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Kaynak

  • https://rarediseases.info.nih.gov/diseases/10286/cluster-headache
Kategoriler
YAYIN YUKLENDI

BAİLEY-BLOCH KONJENİTAL MİYOPATİSİ

Genel Bilgi

Bailey-Bloch Konjenital Miyopatisi (Yerli Amerikan Miyopatisi); çoğunlukla kas güçsüzlüğü, artrogripozis, kifoskolyoz, malign hipertermiye yatkınlıkla karakterize olan nadir bir nöromüsküler hastalıktır.

Genetik Değişikler/ Etken Faktörler

STAC3 geninin 12q13 kromozomunda mutasyonun Bailey-Bloch Miyopatisine neden olduğu saptanmıştır. STAC3 geni, kas kasılma ve gevşeme mekanizmasında rol oynayan bir gendir. STAC3 mutasyonunun, CACNA1S kalsiyum kanalında inaktivasyon süresini azalttığı tahmin edilmektedir.

Belirti ve Semptomlar

  • Kas güçsüzlüğü
  • Artrogripozis
  • Kifoskolyoz
  • Yarık damak
  • Pitozis
  • Normalden kısa boy
  • Malign hipertermiye yatkınlık (Anestezi ile indüklenen)
  • Talipes

Genetik Görülme Sıklığı

Hastalığın görülme sıklığı <1:1 000 000’dur. Ancak Amerika’nın Kuzey Karolina eyaletinde yaşayan Lumbee Kabilesi’nde rastlanma sıklığı 1:5,000’dir. Literatüre girmiş Yerli Amerikalı olmayan ilk hasta, Türk kökenlidir. Bu sebeple Yerli Amerikalılara özgü bir hastalık kategorisinden çıkmıştır.

Kalıtım Paterni

Hastalığın otozomal resesif kalıtım paterni izlediği saptanmıştır.

Teşhis Yöntemleri/ Tedaviler

Hastalığı oluşturan semptomlara yönelik terapiler uygulanabilir. Fizik tedavi ile yaşam kalitesini arttırmak mümkündür. Hastalarda malign hipertermiye yatkınlık bulunduğundan anestezi prosedürlerinde özellikle halotan ve süksinil kolin ajanlarının kullanımına dikkat edilmelidir.

Hastalıkla İlişkili Genler

STAC3

Hastalığın Diğer İsimleri

  • NAM (Native American Myopathy)

Kaynakça

Kategoriler
YAYIN YUKLENDI

SİSTİNOZ


Genel Bilgi, Genetik Değişiklikler/Etken Faktörler

Sistinoz nadir görülen, sistin adlı amino asidin böbrek, göz, karaciğer, pankreas ve beyin gibi organlarda birikimi yüzünden ortaya çıkan multisistematik genetik bir rahatsızlıktır. Hastalık, nefropatik sistinoz, orta sistinoz ve nefropatik olmayan (veya oküler) sistinoz olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Hastalığın yaş aralığı, semptomları ve çeşidi kişiden kişiye değişmektedir. Nefropatik sistinoz bebeklik döneminde ortaya çıkan, en yaygın görülen ve en tehlikeli sistinoz formudur. Erken teşhis ve teşhisi takip eden tedavi süreci hastalığın ilerlemesini ve semptomların görülme sıklığını önemli derece etkilemektedir. Böbrek ve gözler en çok etkilenen organlardır. Nefropatik sistinoz veya orta sistinoz hastaları bir süre sonra mecburi böbrek nakli olmak zorundadır. Nefropatik olmayan (veya oküler) sistinoz sadece gözdeki korneaları etkilemektedir.

Belirti ve Semptomlar

Medikal terminoloji Genel adı
Hastaların %80 ila % 99’u bu semptomları göstermektedir  
Aminoasidüri İdrarda yüksek amino asit seviyesi
Korneada opaklık  
Dehidrasyon  
Ergenlik döneminde gelişimde gecikme  
Kilo alamama  
Yorgunluk  
Hipokalmei Kanda düşük Potasyum seviyesi
Hipofosfatemi Kanda düşük Fosfat seviyesi
Hipotiroidi Tiroidin normalden az çalışması
Kas zayıflığı  
Miyopati Kas dokusu hastalığı

Nefrojenik diabetes insipidus
 
Nefropati  
Fotofobi Gözde ışığa karşı aşırı hassasiyet
Polidipsi Aşırı susuzluk
Proteinüri Urinde yüksek protein seviyesi
Renal tübüler fonksiyon bozukluğu Böbreklerde filtre yapan yapıların anormal fonksiyonu
Kısa boy  
Stereotypy Tekrarlayan hareketler
Type I diabetes mellitus Type 1 diyabet
Kusma  
Medikal terminoloji Genel adı
Hastaların %30 ila % 79’u bu semptomları göstermektedir  
Böbrek yetmezliği  
Retinopati iltihaplanmayan retina hastalığı
Raşitizm Zayıf ve yumuşak kemikler
Medikal terminoloji Genel adı
Hastaların %5 ila % 29’u bu semptomları göstermektedir  
Anormal pyramidal semptomlar  
Kranial sinir felci  
Dysphasia  
Ateş  
Yürüyüş bozukluğu  
Hafif zihinsel engel  
Malabsorption bağırsakların belirli besinleri sindirememesi
Portal hipertansiyon  
Görme bozukluğu  
Medikal terminoloji Genel adı
Hastaların %1 ila %4’u bu semptomları göstermektedir .  
Körlük  
Serebral Kalsifikasyon Kalsiyumun beyinde anormal depolanması
Diabetes mellitus  
Erkek hipogonadizm Erkek eşeysel bezininde foksiyonel azalma
Ağız-Yutak disfaji Yutkunmada zorluk
Birincil hipotriodi  
Renal Fanconi syndrome  
5.seviye kronik böbrek rahatsızlığı  

Genetik Görülme Sıklığı

100.000 ila 200.000 kişide bir görülmektedir. Birleşik Krallık ve Fransa’da ise  hastalığın görülme olasılığı yüksek ve 26.000de bir dir.

Kalıtım Paterni/Deseni

  Hastalık otozomal çekinik gen ile taşındığından, kişinin belirti ve semptomları göstermesi için hastalığa ait mutasyona uğramış iki aleli de taşıması gerekmektedir.

Teşhis Yöntemleri ve Tedaviler

Teşhis;

  • Öncelikle hastalıkla özdeşleşmiş belirti ve semptomlara bakılır.
  •  Sonrasında klinik testler ile beyaz kan hücrelerindeki (polimorfonükleer lökositler) sistin seviyesi ölçülür.
  • Hastalık Fanconi sendromuyla benzerlik gösterdiği için, idrar testinde görülen mineral, amino asit, su, karnitin gibi değerlerin fazla düşük olması Falconi sendromu belirtilerindendir.Bu şekilde hastalığın diğer hastalılarla karıştırılmaması ve uygun tedavi uygulanabilmesi mümkündür.
  • Deneyimli bir göz doktoru tarafından yarık lamba (slit lamp) adı verilen bir yüksek çözünürlüklü mikroskop kullanılarak,korneadaki sistin kristallerini açığa çıkarılabilmektedir.
  • Genetik testler sonucu CTNS genindeki mutasyonlar ortaya çıkarılabilmektedir
  • Ayrıca hastalığı taşıma riski olan bebeklerde prenatal tanı, amniyotik sıvıdan alınan örnekte sistin seviyesi ölçülerek de konulabilmektedir.Anne karnında hastalık riski taşıyan bebeklerde ayrıca,koryonik villus örneklemesi olarak bilinen ve yine sistin seviyesini ölçmeyi amaçlayan bir testle tanı koyulabilmektedir.

Tedavi seçenekleri ;

  • Vitamin ve elektrolit takviyesi tedavi olarak uygulanabilmektedir.
  • İndomethacin ilacı genel durumu koruma ve büyümeyi sağlamaktadır.
  •       Cysteamine (her gün 1.3 g/m2 yada 1.9 g/m2 ‘lık doz halinde günde 4 kez ) lizozomlardaki sistin miktarını düşürerek hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir ve hatta durdurabilir. Sisteaminin yan etkileri arasında gastrointestinal semptomlar, ağız kokusu, ter kokusu ve alerjik reaksiyonlar bulunur.Kullanılan bazı ilaçlar;
  1. Cysteamine hydrochloride (Marka: Cystaran) – Sigma-Tau Pharmaceuticals, Inc. Tarafından üretilmektedir.
    FDA(Yiyecek ve İlaç Yönetimi) tarafında onaylanan göstergeye göre Sistinoza sahip bireylerde korneada biriken sistin kristalleri tedavisi için kullanılmaktadır
    (National Library of Medicine Drug Information Portal)
  2. Cysteamine enteric coated (Marka: Procysbi) -Horizon Pharma USA, Inc. Tarafından üretilmektedir.
    FDA(Yiyecek ve İlaç Yönetimi) tarafında onaylanan göstergeye göre 1 yaş ve üstü çocuk ve yetişkinlerde nefrotik sistinozla mücadele için kullanılmaktadır.
    (National Library of Medicine Drug Information Portal)

Hastalıkla İlişkili Genler

Hastalık CTNS geninde oluşan mutasyonlardan kaynaklanmaktadır. CTNS genindeki mutasyonlar, hücrede taşıma görevinde bulunan cystinosin proteinin deformasyona uğramasına neden olur. Normal şartlarda cystinozin hücre içinde bulunan hazmetme ve geri dönüştürmeden sorumlu organel olan lizozomdan sistin moleküllerini atmakla yükümlüdür. Cystinosinin deforme yahut eksik olma durumunda sistin lizozom içerisinde birikir ve kristalleşir. Sistin kristalleşmesi lizozomun hareketlerini engellediğinden böbrek göz gibi organları etkiler.

Hastalığın Diğer İsimleri

Sistin Depo Hastalığı

-Sistin Hastalığı

Kaynakça

https://www.omim.org/entry/219750?search=cystinosis&highlight=cystinosi
https://rarediseases.info.nih.gov/diseases/6236/cystinosis​
https://www.orpha.net/consor/cgibin/Disease_Search.phplng=EN&data_id=11&Disease_Disease_Search_diseaseGroup=Cystinosis&Disease_Disease_Search_diseaseType=Pat&Disease(s)/group%20of%20diseases=Cystinosis&title=Cstinosis&search=Disease_Search_Simple
https://rarediseases.org/rare-diseases/cystinosis/

Kategoriler
YAYIN YUKLENDI

COCKAYNE SENDROMU

Genel Bilgi

Cockayne sendromu nadir bir hastalıktır. Ufak kafa boyutu, kilo almada zorlanma ve gelişimde gecikmeyle ayırt edilebilir belirtilerindendir. Bu belirtiler bebeklikten beri gözlemlenebilir ve zamanla daha görünür bir hal alır. Çoğu hastada güneş ışığına karşı yüksek bir hassasiyet oluşur ve hatta bazı durumlarda güneş yanığı ve ciltte kabarma görülebilir. Bazı
hastalarda görme ve duyma bozuklukları, ciddi düzeyde diş çürükleri, kemiklerde gelişim bozuklukları, el ve ayaklarda uzun süreli soğuk hissi ve beyin taramasında görülemeyecek beyin hasarları görülebilir.
Sendrom 3 grupta incelenir: tip 1 (tip A), tip 2 (tip B) ve tip 3 (tip C).
Tip 1: ‘’Klasik’’ Cockayne sendromu olarak da bilinir. Çocuklukta tespit edilen Cockayne sendromudur.
Tip 2: ‘’Ciddi’’ Cockayne sendromu olarak da bilinir. Doğumda tespit edilir.
Tip 3: Hafif yapıdaki Cockayne sendromudur.

Belirti ve Semptomlar

Cockayne sendromunun yaygın belirtileri şunlardır:

  • Normalden küçük kafa boyutu,
  • Kilo almada zorlanma, gelişimde gecikmeler,
  • Güneş ışığına yüksek duyarlılık ve hatta güneş altında kalınan kısa sürede bile oluşan güneş yanıkları, ciltte kabarmalar,
  • Görme ve duyma yetilerinde kayıp,
  • Ciddi diş çürükleri,

Genetik Görülme Sıklığı

Bir milyon kişide 2 veya 3 kişide görülür.

Kalıtım Paterni/Deseni

Otozomal çekinik bir hastalıktır. Hastalığın tek kopyasını taşıyan bireyde hastalık etkileri görülmez. İki kopyanın da var olması halinde hastalık görülür.

Hastalıkla İlişkili Genler

Cockayne sendromunun nedeni ERCC8 ya da ERCC6 genlerindeki mutasyondur. Bu genler DNA’da meydana gelebilecek olası sorunların düzeltilmesinde görevli proteinlerin yapımından sorumludur. Sağlıklı bireylerde DNA sorunları bir etki yaratmadan düzeltilir ancak Cockayne sendromlu bireylerde bu işlem gerçekleşemez.

Teşhis Yöntemleri ve Tedaviler

Henüz bir tedavisi bulunamamıştır. Şimdilik tedavi programları destek odaklıdır. Gelişimsel bozukluklara bağlı eğitim programları, fiziksel terapilerle destek sağlanır. Gerekirse mideden beslenme, spastisite için ilaç kullanımı, güneş kremi ve gözlüğü kullanımı, duyma ve görme sorunları için tedaviler uygulanır.

Hastalığın Diğer İsimleri

Hastalık literatürde CS ve cücelik- retina körelme sağırlık sendromu (dwarfism-retinal atrophy-deafness syndrome) olarak da geçer

Kaynaklar

https://ghr.nlm.nih.gov/condition/cockayne-syndrome
https://rarediseases.info.nih.gov/diseases/6122/cockayne-syndrome
Nance, M. A., & Berry, S. A. (1992). Cockayne syndrome: review of 140 cases. American
journal of medical genetics, 42(1), 68-84.

Kategoriler
YAYIN YUKLENDI

BRACHYDACTYLY-SPHEROPHAKİA SENDROMU, WEİLL-MARCHESANİ SENDROMU

Genel Bilgi

Weill-Marchesani sendromu (WMS), göz merceğinin anormallikleri, orantılı kısa boy, brakidaktili ve eklem sertliği ile karakterize bağ dokusu hastalığıdır. Tipik olarak çocukluk çağında bilinen oküler problemler arasında mikrospherofakia (küçük küresel mercek), merceğin anormal şekline ikincil miyop, ektopya lentis (merceğin anormal konumu) ve körlüğe yol açabilen glokom bulunur. Yetişkin erkeklerin boyu 142-169 cm; erişkin dişilerin  boyu  130-157 cm’dir. Otozomal resesif ve otozomal dominant WMS, yalnızca klinik bulgular ile ayırt edilemez. Genellikle Weill-Marchesani sendromlu insanlar normal zekaya sahiptir. [2]

Genetik Değişiklikler

Hem otozomal resesif (AR) hem de otozomal dominant (AD) kalıtım modları tanımlanmıştır. AR kalıtım     modu     daha     sık      gözükmektedir    ve ADAMST10 geninde (19p13.3-p13.2) homozigot mutasyonlar bulunmuştur. ADAMTS10 , hücre dışı matris proteaz ailesinin bir üyesidir. Cilt, fetal kondrositler ve fetal ve yetişkin kalplerde ifade  edilir. Elektron mikroskopisi ve WMS hastalarından elde edilen deri fibroblastlarının immünolojik çalışmaları, sendromun, hücre dışı matrisin bozulmasına neden olduğunu ortaya koymaktadır. Dagoneau ve ark.[2004] ADAMTS10’da üç ailede, WMS’nin otozomal resesif formuyla üç ayrı nonesense ve frameshift varyantı bildirmişlerdir.

Şekil 1: Weill-Marchesani sendromlu bir vakanınoküler ve sistemik anomalileri. (A) Objektif, hafif yukarı doğru çıkık ile küçük ve küresel görünüyordu.(B)Süspansiyon ligamentleri yüksek büyütme altında açıkça görülmektedir. (C) Lens, ön segment optik koherens tomografi (OCT) kullanılarak gözlendiğinde, yaklaşık 9 mm çapında ve yaklaşık 8 mm’lik bir ön-koruyucu çaplı, yaklaşık 8 mm’lik birmikrospherofakika (oklar) idi. (D, E) Hasta kısa parmak ve ayak parmakları ile geldi. (F)Fakoemülsifikasyon ve göz içi lens implantasyonu sonrası hasta şeffaf kornea ve ön kamara normal derinliği ile başvurdu.[6]

FBN1 geni (15q21.1) içindeki heterozigot mutasyonlar hastalarda tanımlanmış ve fibrilin-1’in büyük klinik ekspresyonunun bir başka örneğini veren AD şeklinde iletilmektedir [1]. FBN1‘de 24-bp delesyon için heterozigotluk, otozomal dominant Weill-Marchesani sendromlu bir ailede Faivre ve arkadaşları [2003b] tarafından tanımlanmıştır [5].

LTBP2 Haji-Seyed-Javadi ve arkadaşları [2012] , Well Marchesani sendromlu akraba evliliği olan büyük bir ailede , LTBP2‘de patojenik bir missense varyant için homozigotluğu tanımladılar [5].

Belirti ve Semptomlar

Weill-Marchesani sendromu (WMS), kısa boy, brakidaktil, eklem sertliği ve lens anormallikleri ile karakterize nadir görülen bir bağ dokusu bozukluğudur. WMS ilk önce Weill ve Marchesani tarafından tarif edildi. Oküler anormallikler, mikrospherofakia, lens luxation, yüksek miyopi, glokom ve kornea değişikliklerini içerir. Sistemik anormallikler kısa boy, progresif eklem sertliği, brakidaktil, kalın cilt, hafif zeka geriliği ve kardiyak anomalileri içerir. Bir oftalmolog tarafından
yapılan ilk muayenede, WMS hastaları sıklıkla yüksek miyopi veya açı kapanması glokomu olarak yanlış teşhis edilir. [6]

Genetik Görülme Sıklığı

Weill-Marchesani sendromu nadir görülür; 100.000 kişiden 1’i tahmini bir yaygınlığa sahiptir[4].

Kalıtım Deseni

Otozomal dominant veya Otozomal resesif [1] kalıtılır. ADAMTS10- ve LTPBP2 ile ilgili Weill- Marchesani sendromu otozomal resesif bir şekilde kalıtsaldır [5]. Otozomal resesif kalıtım, her hücrede genin her iki kopyasında da mutasyon olduğu anlamına gelir. Otozomal resesif hastalığı olan bir bireyin ebeveynlerinin her biri mutasyona uğramış genin bir kopyasını taşır, ancak bunlar genellikle durumun belirtileri ve semptomlarını göstermezler [4].

FBN1 ile ilişkili Weill-Marchesani sendromu, otozomal dominant şekilde kalıtsaldır [5]. Otozomal dominant kalıtım, her hücrede değiştirilmiş genin bir kopyasının bozukluğa neden olmak için yeterli olduğu anlamına gelir. Çoğu durumda, etkilenen kişi genetik değişikliği tek bir ebeveynden miras alır. Diğer Weill-Marchesani sendromu vakalarında da otozomal dominant patern vardır [4].

Teşhis Yöntemleri ve Tedaviler

  • Teşhis Yöntemleri

Tanı, öncelikle klinik bulgular ile konur ancak moleküler genetik testler tanıyı doğrulamaya yardımcı olabilmektedir.

Klinik tanı;

Weill-Marchesani sendromu (WMS) için tanı kriterleri oluşturulmamıştır. WMS’nin klinik tanısı konulurken aşağıdakiler göz önünde bulundurulur:

  • Mikrospherofakia ve ectopia lentis dahil göz anomalileri
    • Kısa boy
    • Brakidaktili
    • Eklem sertliği
    • Kalp defektleri (zaman zaman)

Brakidaktili ve eklem sertliği hariç, yukarıdaki özellikleri gösteren bireylerde WMS benzeri bir sendrom tanımlanmıştır [ Morales et al 2009 ].[5]

Moleküler Genetik Test;

Otozomal resesif WMS olduğundan şüphelenilenlerde;

  • Önce ADAMTS10’un dizi analizi yapılabilir. ADAMTS10’un dizi analizi, iki patojenik varyant tanımlamıyorsa, LTBP2’nin dizi analizi düşünülebilir.
    • Otozomal dominant WMS olduğundan şüphelenilenlerde;
    • FBN1’in dizi analizi ilk önce takip edilebilir. Herhangi bir patojenik varyant tanımlanmadığında, FBN1’in delesyon/duplikasyon analizi dikkate alınmalıdır.

Bir kalıtım şekli bilinmeyen simpleks durumlarda;

  • Önce ADAMTS10’un dizi analizini ardından ADAMTS10’da iki patojenik varyant tanımlanmadığı takdirde LTBPS’nin sekans analizi yapılmalıdır.
    • ADAMTS10 veya LTBPS’de hiçbir patojenik varyant tanımlanmadığında, FBN1’in delesyon/duplikasyon analizinin ardından sekans analizi yapılmalıdır. [5]

Risk altındaki akrabalarının Taşıyıcı testi için otozomal resesif WMS ailede patojenik varyantların önceden belirlenmesini gerektirir. Taşıyıcılar, otozomal resesif WMS için heterozigottur ve bozukluğu geliştirme riski yoktur.

Otozomal resesif WMS riski taşıyan gebeliklerde doğum öncesi tanı(Prenatal Tanı), ailede patojenik varyantların önceden tanımlanmasını gerektirir. [5]

Prenatal Test ve Preimplantasyon Genetik Tanı;

Patojenik varyant(lar) etkilenen bir ailede tanımlandıktan sonra, artmış riskli bir gebelik için doğum öncesi tanı ve Weill-Marchesani sendromu için preimplantasyon genetik tanısı mümkündür.

Tedaviler

Weill-Marchesani sendromunun tedavisi olmasa da, gelişen semptomların çoğunu en aza indirmeye veya düzeltmeye yardımcı olabilecek tedaviler vardır. [3] Bu sendromu olan kişilerin genellikle çocuk doktorları, göz uzmanları (göz doktorları ve optometristler), ortopedistler ve kardiyologlar dahil olmak üzere bir tıbbi uzmanlar ekibine ihtiyacı vardır.

Göz problemlerinin erken teşhisi için düzenli göz muayeneleri önemlidir. Görme kaybının en aza indirilmesi olasılığını artırmak için, gelişen göz problemlerinin zamanında teşhisi ve tedavisi çok önemlidir. Görmeyi iyileştirmek için düzeltici gözlükler, görsel yardımcılar veya göz ameliyatı gerekebilir. Göz içi basıncını kontrol altına almak ve görüşü iyileştirmek için mikrospherofkia’nın çıkarılması önerilir. Göz içindeki artan basınç (glokom) göz damlaları, lazer tedavisi, iris veya lensin cerrahi olarak çıkarılmasıyla tedavi edilebilir.

Anestezi gerekirse eklem sertliği ve kemik anormallikleri komplikasyonlara neden olabilir. Weill-Marchesani sendromu olan bir kişinin anestezi almadan önce doktoruna, cerrahına ve anestezi uzmanına, sendromun havayolu yönetimini etkileyebileceğini söylemesi gerekir.

Bir çocuğa ilk Weill-Marchesani sendromu tanısı konduğunda önerilen değerlendirmeler şunlardır:

Göz doktoru tarafından komple göz muayenesi Tıbbi bir genetik uzmanı tarafından değerlendirme Kardiyak ekokardiyogram [2].

  •    Klinik denemede olan tedavi yöntemleri

Travma, cerrahi (örneğin katarakt ameliyatı sırasında), Marfan sendromu, Weill-Marchesani sendromu, psödoeksfoliasyon sendromu, homosistinüri, sülfit oksidaz eksikliği gibi çeşitli nedenlerden nadir fakat ciddi olgu olan Kristal merceğin (ektopia lentis) çıkığı görülebilmektedir. Lensin yerinden çıkması, hipermetropi, miyopi, astigmatizma, monoküler diplopi, parlama ve fonksiyonel afazi gibi semptomlara neden olabilir ve görüşü tehdit edebilir. Kristal mercek çıkıklarının cerrahi tedavisi geleneksel olarak standart 20 gauge vitrektomi sistemi ile yapılsa da, 23 ayar vitrektomi yaygın olarak kabul edildi ve klinik uygulamada kullanıldı [7].

     Hastalıkla İlişkili Genler

ADAMTS10’daki patojenik varyantların otozomal resesif WMS’ye neden olduğu bilinmektedir [ Mégarbané ve ark 2000 , Faivre ve ark 2002 , Dagoneau ve ark 2004 ].

Otozomal dominant WMS’li geniş bir ailede FBN1’de bir varyant bulundu [ Faivre et al 2003b ] ve son zamanlarda ADAMTS10 ve FBN1 protein ürünleri arasında doğrudan bir etkileşim olduğu gösterildi [ Kutz et al 2011 ].

LTBP2’de bir varyant, otozomal resesif WMS’li bir ailede yakın zamanda tanımlanmıştır [ Haji- Seyed-Javadi ve ark 2012 ]. [5].

Hastalığın Diğer İsimleri:

  • Sferophakia-brachymorphia sendromu [1]
  • WM Syndrome; [2]
  • Spherophakia-brachymorphia syndrome; [2]
  • Mesodermal dysmorphodystrophy congenital. [2]

Kaynakça

  1. Orphanet-Weill-Marchesani syndrome.
  2. Raredisease – Weill-Marchesani syndrome.
  3. Ekaterini Tsilou, MD and Ian M MacDonald, MDCM,  GeneReviews®  [Internet],  Initial Posting: November 1, 2007; Last Update: February 14, 2013.
  4. Genetic Home Reference/NIH – Weill-Marchesani syndrome.
  5. Weill-Marchesani Syndrome, Ekaterini Tsilou, MD and Ian M MacDonald, MDCM.
  6. Weill-Marchesani syndrome with advanced glaucoma and corneal endothelial dysfunction: a case report and literature review, Hui Guo, Xinyi Wu, Keli Cai, Zhi Qiao, BMC Ophthalmology 2015, PMID: 25053872.
  7. Managing dislocated hard lens nuclei: 23-gauge vitrectomy and lens extraction via a corneoscleral limbal incision versus 23-gauge vitrectomy and phacofragmentation, Quan-Yong Yi MD, Jiang Huang MD, Nan Chen MD, Wen-Die Li MS, Li-Shuang Chen MS, Yan-Yan Wang MS,Jun-Liang Wang MS, E. Song MD, Journal of Cataract and Refractive Surgery, Copyright

© 2018 ASCRS and ESCRS.

Kategoriler
YAYIN YUKLENDI

KISA ZİNCİRLİ SCAD EKSİKLİĞİ

Genel Bilgi

SCAD eksikliği nadir görülen kalıtsal bir rahatsızlıktır. Bu hastalık vücuttaki belli başlı yağların enerjiye çevrilmesini engeller, özellikle de yemek yenilmediği zamanlarda. Gelişmedeki başarısızlık,hipotoni,gelişimsel gecikme ve ilerici miyopati, mitokondrisel yağ asidi oksidasyonundaki bozuklukla ilgili karakteristiklerdir. Bu işaretler ve semptomlar bebeklik döneminde ya da erken çocuklukta, kusma,düşük kan sekeri, halsizlik, iştahsızlık , kilo alamama, beklenmeyen büyüme şeklinde gözlemlenebilir.

Genetik Değişiklikler/ Etken Faktörler

ACADS geninde meydana gelen mutasyon sonucudur. Bu genin görevi,kısa-zincir yağ asidi denilen bir grubu yıkan SCAD enzimini üretmektir. Yağ asitleri,kalpler ve kaslar için ana enerji kaynağıdır. Ayrıca oruç dönemlerinde,böbrek ve diğer organların enerji ihtiyacının karşılanması acısıdan cok önemlidir.

Gendeki mutasyon sonucunda hücrelerde buluna SCAD enzimleri kısalır. Bu enzimlerin yokluğunda da vücutta yeterli miktarda kısa-zincir yag asitleri metabolizlenemez. Sonuç olarak, yeteri kadar enerji çevrilemez. Bu durum da bazı işaretlere ve semptomlara sebep olur; uyuşukluk, hipoglisemi ve kas güçsüzlüğü. SCAD eksikliği görülen bazı bireylerde neden hiçbir semptom gelişmediği ise hala açık değildir.

SCAD eksikliği, oruç döneminde ya da bazı viral hastalık geçirirerek tetiklenebilir. Bu durumda da bazı işaret ve semptomlar yetişkinlik dönemine kadar ortaya çıkmayabilir. Ancak bazı bireylerde kas zayıflığı ve tükenmişlik gelişebilir. Hatta bazı insanlar zayıf semptomlara sahip olduğu için fark edilmediler bile.

Belirti ve Semptomlar

Gelişmedeki başarısızlık, hipotoni, gelişimsel gecikme ve ilerici miyopati, küçük kafatası mitokondrisel yağ asidi oksidasyonundaki bozuklukla ilgili karakteristiklerdir. Bu işaretler ve semptomlar bebeklik döneminde ya da erken çocuklukta, kusma, düşük kan sekeri, halsizlik, iştahsızlık , kilo alamama, beklenmeyen büyüme şeklinde gözlemlenebilir.

Nadiren de olsa doğuştan SCAD’li  bazı bebeklerin beyinlerinde abnormal sıvı birikimi( beyin ödemi) karaciğer ve dalakta genişleme( hepatosplenomegali) , karaciğerde yağ değişimi, karaciğerden safra akısının baskılanması( kolestaz) , ve/ veya ilerleyici karaciğer fonksiyon kaybı ( fokal hepatoselüler nekroz ).

Genetik Görülme Sıklığı

Bu rahatsızlık 35.000- 50.000’ de 1 yeni doğanda görülmektedir.

Kalıtım Paterni/Deseni

Otozomal çekinik taşınan bir hastalıktır. Dolayısıyla anne ve babanın bu hastalığı taşıyor olması gerekir ama semptomlar onlarda gözükmez.

Teşhis Yöntemleri ve Tedaviler

SCAD’nin teşhisinde idrarda yüksek etilmalonik asit (EMA) atılımı temelinde şüphelenilmelidir. Bu bulgular sonucunda hastanın tüm DNA dizisi bulunmalıdır. Eğer bir mutasyon bulunamadıysa ve EMA atımı kalıcıdır, başka bir tanı muhtemel olduğu içinse ek klinik değerlendirmesi garanti edilir. Yaygın polimorfizmlerin varlığı genellikle kas SCAD aktivitesinin normalin% 50-67’sine düşürülmesine neden olur; nadiren, başka tanımlanabilir mutasyonu olmayan hastalar tam aktivite kaybına sahip. Buna rağmen, enzim aktivitesi ölçmek için klinik olanak yoktur ya da cok azdır ve kas biyopsisi SCAD eksikliği teşhisinde önerilmemektedir.

Bazı hastalarda semptom gözlenmez dolayısıyla tedaviye ihtiyaçları olmaz. DCAD eksikliği tedavisi genellikle oruçtan kaçınma ve düşük yağ- yüksek karbonhidrat diyetlerini içerir.Aynı zamanda B2 vitamini takviyesi de yapılır. Akut krizi sırasında etkilenen çocuklara yardımcı karnitin(yağ yakıcı) desteği önerilebilir.

Akut metabolik asidozis bölümler, %10 glikoz içeren solüsyonlarla intravenöz hidrasyon ile anabolik durumu yeniden düzenlenebilir. Bu da hastanın normal dietine tekrar başlamasıyla devam edebilir. Nöbetler, antikonvülsanlar ile tedavi edilebilir ama valporattan kaçınılmalıdır. Gebelik sırasında akut karaciğer ve preeklampsi gibi komplikasyonlara karşı izlenmelidir. Metabolik bir klinikte takipte kalınarak, düzenli büyüme ve gelişme değerlendirmesi ve hastaların beslenme durumlarının incelenmesi gerekir.

Hastalıkla İlişkili Genler

Semptomatik SCAD eksikliği acyl-CoA dehidrojenezdeki mutasyonlar sonucu olur. C-2 ila C-3 kısa zincirli ACADS genindeki mutasyonlar ve henüz tanımlanamayan çökeltme faktörleri nedeniyle ortaya çıkar.

Hastalığın Diğer İsimleri

Acyl-CoA dehidrojenez eksikliği,kısa zincir

SCAD eksikliğiyle ilişkili yağ depolama miyopatisi

SCAD eksikliği

SCAD eksikliği, yetişkin başlangıçlı (yerleşik)

SCAD  eksikliği, doğuştan (genellenmiş)

SCADH eksikliği

Kaynaklar

Kategoriler
YAYIN YUKLENDI

MESANE EKSTROFİ VE EPİSPADİAS KOMPLEKSİ

Genel Bilgiler

Exstrophy ve epispadias kompleksi; pelvis, idrar yolu ve dış genital organların karın içi duvarı ile kaynaşmasıdır. Doğuştan gelir ve cerrahi müdahale gerekir. Böbrek fonksiyonları, cinsel fonksiyon ve morbidite üzerindeki kötü etkisi nedeniyle en ciddi ürolojik doğum kusurlarından biridir. EEC, karın alt duvarının görünür bir kusuru ve diğer problemlerle karakterize edilir. Normal gelişimde, kloak membranı kloakı geçici olarak ürogenital ve anal bölgelere ayırır ve karın kaslarını oluşturacak dokulardan oluşan ürogenital septum olarak bilinen bir yapıyla birleşince kırılır (mezoderm). Kloakal membran ürogenital septum ile doğru bir şekilde kaynaşmazsa, mezodermi oluşturmaz ve bunun sonucunda karın kasları oluşmaz.

Hastalığın Bilinen Diğer İsimleri

  • Mesane doğum defekti onarımı;
  • Everted mesane onarımı;
  • Açık mesane tamiri;
  • Mesane exstrophy onarımı

Genetik Değişiklikler

Vakaların %90’ından fazlarında TP63 geni mutasyona uğramıştır. Kalan kısmın ise 7. Kromozomunun farklı bir bölgesindeki mutasyondan kaynaklandığı düşünülür. Genetik Test yapılarak bu durumların hangisi olduğu ortaya çıkarılır.

Belirtiler

Çoğu hastalık için belirtiler kişiden kişiye değişir. Aynı hastalığı olan insanlar listelenen tüm belirtilere sahip olmayabilir. Bu bilgi İnsan Fenotip Ontolojisi (HPO) adlı bir veri tabanından gelir. HPO, tıbbi kaynaklarda açıklanan belirtiler hakkında bilgi toplar. Exstrophy ve epispadias kompleksi hastalığı için bazı belirtiler şu şekildedir.

  • Diş minesinin anormalliği
  • Kabarık saç
  • Kuru cilt
  • Eşitsizlik anormalliği
  • Tırnak distrofisi.

Görülme Sıklığı

EEC, etkilenen bir çocuğun etkilenmemiş bir ebeveyni Germline mozaiklemesine sahip olduğunda bazı durumlarda de novo mutasyondan kaynaklanıyor gibi görünebilir. Germline mozaikçilik sadece yumurta ve sperm hücresinin genetik yapısını etkiler. EEC sendromlu bir çocuğun etkilenmemiş ebeveynlerinin, başka bir etkilenen çocuğa sahip olma riskinin% 4 olduğu tahmin edilmektedir. Doğum prevalansı, klasik mesane ekstrofisinde (CEB) için 1 / 30.000 ila kloak (EC) için 1 / 200.000 arasında değişerek 1 / 10.000’de rapor edilir ve toplamda etkilenen erkeklerin oranı daha yüksektir.

Teşhis

Doğum sonrası tanı klinik bulgular esas alınarak yapılır. Ama doğum öncesi yapılan ultrason ile normal miktarda dolu fetal mesanenin tekrarlanan görsel çekimi ile tespit edilebilir. Ebeveynler danışmanlık almalı, ancak olumlu sonuçlar olabildiği için gebeliğin sonlandırılmasına gerek kalmamaktadır.

Genetik Test Kayıt Defteri, EEC sendromu için genetik test yapan laboratuarların isimlerini listeler. Mutasyon ancak durumun belirtilerini göstermeyen ve aile öyküsü EEC sendromu olan bireylerin testi etkilenen aile üyelerindeki mutasyon biliniyorsa mevcut olabilir. Ailede mutasyon biliniyorsa, risk altındaki gebeliklerde doğum öncesi tanı da mümkün olabilir.

Tedavi

EEC ‘de karın duvarını ve ilişkili malformasyonları onarmak için birkaç ameliyatı içerebilir. Ameliyat, çocuk yeni doğduğunda  yapılmadıysa, ameliyat öncesi aşağıdaki testler yaptırılmalı:

  • İdrar testi (idrar kültürü ve idrar tahlili) çocuğun idrarını enfeksiyon açısından kontrol etmek ve böbrek fonksiyonlarını test etmek için
  • Kan testleri (tam kan sayımı, elektrolitler ve böbrek testleri)
  • İdrar çıkışının kaydı
  • Pelvis röntgeni
  • Böbreklerin ultrasonu

Ameliyattan on gün önce,  aspirin, ibuprofen, warfarin (Coumadin) ve diğer ilaçları almayı bırakmak gerekebilir. Bu ilaçlar kanın pıhtılaşmasını zorlaştırır. Ameliyat öncesi bunun değerlendirilmesi doktor tarafından yapılır.

Ameliyat günü: Genellikle ameliyattan birkaç saat önce yeme veya içmenin durdurulması istenir. Doktorun verdiği ilaçlar küçük bir yudum su ile verilebilir. Pelvik kemik ameliyatından sonra, hastanın 4 ila 6 hafta boyunca alt ekstremitenin alçıda kalması veya vücut askısı kullanımı gerekir. Bu kemiklerin iyileşmesine yardımcı olur. Mesane ameliyatından sonra hastanın mesaneyi mide duvarından (suprapubik kateter) geçiren bir tüpü olur ve süreç 3 – 4 hafta sürebilir. Sonrasında normale yavaş yavaş dönülür. Enfeksiyon riskinin yüksek olması nedeniyle hastanın her ziyaretinde idrar tahlili ve idrar kültürüne bakılır. Hastalığın ilk belirtilerinde bu testler tekrarlanabilir. Bazı hastalarda enfeksiyonu önlemek için düzenli olarak antibiyotik kullanılır.

Kaynaklar

1) https://www.omim.org/

2) https://rarediseases.info.nih.gov/diseases
3) https://www.orpha.net/consor/cgi-bin/Disease_Search.php
4) https://ghr.nlm.nih.gov/condition
5)https://rarediseases.org/for-patients-and-families/information-resources/rare-disease-information/

Kategoriler
YAYIN YUKLENDI

ALFA TALASEMİ X’E BAĞLI ZİHİNSEL YETERSİZLİK SENDROMU(ATR-X)

Genel Bilgi

Alfa talasemi X’e bağlı zihinsel yetersizlik sendromu (ATR-X)  vücudun çoklu organ sistemlerini etkileyen nadir bir genetik hastalıktır. ATR-X sendromu zihinsel gerilik, yüze ait karakteristik özellikler, genitoürüner bölgelerde anormaliler ve alfa talasemi ile karakterize edilmiştir.  Kırmızı kan hücrelerinin oksijen taşıyıcı pigmentinin (hemoglobin) üretiminde sıkıntı görülen alfa talasemi hastalığı, her hastada rastlanmaz. Genellikle çoğu bireyde, ek anormaliler de gözlenir.  [1]

Genetik Değişiklikler Etken Faktörler

ATR-X sendromu, X’e bağlı resesif kalıtılır. ATRX geni 2 seks kromozomundan biri olan X kromozomunda bulunan bir gendir. X kromozomunun tek kopyasına sahip olan erkek bireylerde, her hücredeki genin değiştirilmiş bir kopyası bu hastalığa neden olmada yeterlidir. Kadınlarda ise iki X kromozomu olduğundan genellikle ATRX geninin çalışan bir kopyası değişmiş/mutasyona uğramış kopyanın yerini doldurur. Bu sebepten, ATRX geninin mutasyona uğramış tek kopyasını bulunduran kadınlar çoğunlukla ATR-X sendromunun belirtilerini göstermezler. X’e bağlı kalıtımın bir karakteristiği olarak babalar erkek çocuklarına X’e bağlı karakterleri veremezler.[2]

Belirti ve Semptomlar

Çoğu hastalık için semptomlar kişiden kişiye göre değişir. Aynı hastalığa sahip insanlar aşağıdaki tabloda listelenmiş her semptoma sahip olmayabilir. Bu bilgiler Human Phenotype Ontology (HPO) adı verilen veri tabanından sağlanmaktadır.

 
Tıbbi terimler Diğer isimler Learn More: HPO ID
Bu hastalığa sahip inşaların %80-99 ‘u bu semptomlara sahiptir
Fontanel (bıngıldak)anomalisi 0011328 
Belirgin olmayan üreme organları Belirgin olmayan eksternal üreme organları 0000062 
kriptorşizm İnmeyen testis 0000028 
Dysphasia 0002357 
Yassı yüz Yassı yüz şekli 0012368 
Gastroezofagal reflü Asit reflü 0002020 
hipertelorizm Geniş gözler 0000316 
Zihinsel gerilik Zihinsel yetersizlik 0001249 
Erkek psöudohermafrodizm 0000037 
Mikrosefali Anormal küçük baş 0000252 
Gelişimsel şiddetli gerilik 0012736 

[4]  

Epidemiyoloji

168 hasta rapor edilmiştir.[3]

Kalıtım Paterni/Deseni

ATR-X sendromu X kromozomuna bağlı çekinik kalıtılır. [2]

Teşhis ve Tedavi

Genetik veya nadir bir hastalığın teşhisi sıklıkla zorlayıcıdır. Profesyonel sağlık çalışanları teşhisi koymak için tipik olarak hastanın medikal hikâyesine, semptomlara, fiziksel testlere ve laboratuvar sonuçlarına bakar[4].  Hemoglobin H inklüzyon cisimciklerin varlığını tespit eden kan testleri teşhise yardımcı olabilir. Bir diğer teşhis, ATRX genindeki mutasyonları belirleyen moleküler genetik testler ile ATR-X sendromu doğrulanabilir.

Tedavi her bir bireyde görülen spesifik semptomlara yöneliktir. Alanında uzman kişilerin iş birliğini gerektirebilir. Hasta çocukların tedavisi için; pediatristler, cerrahlar,  diş hekimleri,  konuşma patologları, göz uzmanları, ortopedistler ve diğer sağlık çalışanlarının sistematik ve kapsamlı planına ihtiyaç duyulabilir. [1]

Hastalıkla İlişkili Genler

X kromozomundaki ATRX geni.(Xq13.3)[1]

Hastalığın Diğer İsimleri

  • ATR-X sendromu
  • Carpenter-Waziri sendromu
  • cerebrofaciogenital sendromu
  • Chudley-Lowry sendromu
  • Holmes-Gang sendromu
  • XLID-hypotonic yüz sendromu 
  • X-linked zihinsel yetersizlik – arch fingerprints- hypotonia sendromu [1]

Kaynakça

[1]  https://rarediseases.org/rare-diseases/alpha-thalassemia-x-linked-intellectual-disability-syndrome/

[2]   https://ghr.nlm.nih.gov/condition/alpha-thalassemia-x-linked-intellectual-disability-syndrome#inheritance

[3] https://www.orpha.net/consor/cgi-bin/OC_Exp.php?lng=EN&Expert=847

[4]  https://rarediseases.info.nih.gov/diseases/5864/alpha-thalassemia-x-linked-intellectual-disability-syndrome

Kategoriler
YAYIN YUKLENDI

APERT SENDROMU

Genel Bilgiler

Apert sendromu primer olarak kafatası eklem yerlerinin erken birleşmesi (kraniyosinostoz), yüzün orta kısmında hipoplazi (yetersiz gelişim) ve el ve ayak parmakların yapışık olması durumu (sindaktili) ile karakterize konjenital (doğuştan) bir bozukluktur. Vakaların çoğu sporadiktir ama dominant kalıtım rapor edilmiştir [1]. Genetik Değişiklikler/Etken Faktörle

FGFR2 genindeki mutasyon (10q25.3-10q26) Apert sendromuna neden olmaktadır. Bu gen fibroblast büyüme faktör reseptörü 2 proteinini üretmektedir. Bu protein birçok fonksiyonunun yanı sıra embriyonik gelişim boyunca olgunlaşmamış (immatur) hücrelerin kemik hücrelerine dönüşmesini sağlayan sinyalini üretir. FGFR2 geninin spesifik kısmındaki mutasyon bu proteini değiştirir ve uzamış sinyale neden olur. Böylece kafatası, el ve ayak kemiklerinin erken kaynaşmasına neden olur [2]. Vakaların çoğunda bulunan de novo mutasyonları ileri baba yaşı ile ilişkilendirilmiştir [3].

Belirti ve Semptomlar

Bu sendromda kemiklere bağlanabilen el ve ayaklarda yapışıklılık ve akrosefali ile karakterize kafatasında şekil bozukluğu mevcuttur [4].

Büyüme: Normal doğum ağırlığına ve uzunluğuna rağmen büyüme hızında azalma kısa boya neden olmaktadır [5].

Baş: Sivri uçlu ama geniş kafatası, kafatasında geniş ve geç kapanan yumuşak bölge (fontanel) [5].

Yüz: Uzun ve geniş alın, düz yüz, çıkıntılı çene, sağ-sol asimetrisi [5].

Kulaklar: Duyma kaybı, kronik kulak enfeksiyonları (orta kulak iltihabı) [5].

Gözler: Yüzeysel göz çukuru, iki göz arasındaki mesafenin geniş olması, aşağıya çekik gözkapağı, göz fırlaklığı, şaşılık [5].

Burun: Düz burun, burun ve boğaz arasındaki açıklık darabilir, nefes alma ve yutma zorlaşabilir [5].

Ağız: Damakta darlık, yarık damak  [5].

Dişler: Isırmada zorluk (Çiğneme sırasında dişlerin kapanamaması), diş gelişiminde gecikme [5].

Kardiyovasküler: Ventriküler duvarda delik/delikler [5].

Solunum: Nefes borusunun kıkırdak yapısında bozukluk, nefes alma ve yutmada zorluk [5].

Batın: Midenin alt kısmı ve ince bağırsağın (duedonum) üst kısmı arasında daralma, özofagusun tıkanması, rektal prolapsus (makat sarkması) [5].

Genitoüriner sistem: İnmemiş testis, kapalı vajina, böbrek genişlemesi [5].

İskelet: Sevikal vertebra birleşmesi (C5 ve C6), kolların iki kemiğinin birleşmesi, bilek kemiklerinin birleşmesi, el ve ayaklardaki kemik ve/veya derinin birleşmesi (sindaktili), baş parmağın son ekleminin kaşıklaşması [5].

Deri: Akne [5].

Nörolojik: Zihinsel gelişimde zorluk, beyin yarım kürelerinin bağlantısını oluşturan fibröz dokunun gelişiminde bozukluk, beyin boşluğunda/kavitesinde genişleme, beyin kavitelerini ayıran membranların gelişiminde bozukluk, limbik sistemde malformasyonlar. [5].

Genetik Görülme Sıklığı

160.000 doğumda 1 görümektedir [2].

Kalıtım Paterni/Deseni

Otozomal dominant geçişlidir. Bu da her bir hücrede mutant genin bir kopyasının bu sendroma neden olması için yeterli olduğu anlamına gelmektedir. Apert sendromu vakalarının hemen hemen tümü, gendeki yeni mutasyonlardan kaynaklanır ve ailelerinde hastalık öyküsü olmayan insanlarda görülür. Bununla birlikte, Apert sendromlu bireyler bu durumu bir sonraki nesle aktarabilirler [7].

Teşhis Yöntemleri

Bazı durumlarda fetoskopi veya ultrason ile doğum öncesi apert sendromunun teşhis edilebilmesi önerilebilmektedir. Fetoskopi boyunca esnek bir alet (endoskop) ile uterusa girilerek direkt olarak fetüs gözlemlenir ve bazı vakalrda fetal kan ve doku örnekleri (DNA analizi için) elde edilebilir. Fetal ultrasonografi noninvazif teşhis yöntemidir, ses dalgalarının yansıtılması ile fetüs gelişimine dair görüntülerin elde edilmesinde kullanılır [5].

Çoğu vakada teşhis klinik değerlendirme (karakteristik fiziksel bulguların teşhisi ve çeşitli testler (ör; moleküler DNA analizi)) ile doğumda veya ilk bebeklik döneminde koyulmakta veya doğrulanmaktadır. Apert sendromu ile ilişkilendirilen anormallikleri (ör; iskeletsel anormallikler, işitme bozuklukları, konjenital kalp bozuklukları vb.) tespit etmek veya karakterize etmek için ileri görüntüleme teknikleri (bilgisayarlı tomografi (BT) taraması veya manyetik rezonans görüntüleme (MRI) veya diğer teşhis testleri de kullanılabilmektedir [5].

Tedavi

Apert sendromunun tedavisi spesifik semptomlarına ve hastalığın şiddetine göre değişkenlik göstermektedir ama beyin gelişimini korumak ve kafatası kemiklerinin birleşmesini engellemek için cerrahi gerekmektedir [8].   

Kraniyal genişletme veya kraniyosinostoz cerrahisi: Erken dönemde kafatası kemiklerinin birleşmesinin tedavisi için uygulanan cerrahidir. Normal kafa içi basıncına sahip 6-12 aylık bebeklere uygulanmaktadır [9].

Orta yüz bölgesinin düzetilmesi: Yüzde çökük görünüm (orta yüz hipoplazisi), kafatası şeklinde anormallik veya gözlerin konumunda anormallik (orbital distopi) gibi problemler için kafatası ve yüzde düzeltmeler yapılmaktadır. Ameliyatın zamanı çocukların durumuna göre değişkenlik göstermektedir. Okul öncesi (4-8 yaş) yapılan cerrahi çocuğun psikolojik durumunu iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Ancak bu yaşlarda yapılan cerrahi sonrası yüz anormallikleri meydana gelebilmekte ve yetişkinlikte tekrar cerrahi gerekebilmektedir. Bu nedenle bazı cerrahlar bu düzeltme ameliyatını çocuğun yüz gelişimi tamamlandıktan sonra önermektedir [9].

Oküler hipertelorizmin düzeltilmesi: Gözler arasındaki geniş olan mesafe daraltılmaktadır. Gözler arasındaki kemiğin bir kısmı alınır ve göz çukurları yakın olacak şekilde yerleştirilmektedir [9].

Ayrıca Apert sendromlu kişilerin çenelerinin konumu ve şeklini düzeltmek için veya sindaktili veya diğer iskeletsel anormalliklerin tedavisi için başka cerrahiler gerekebilmektedir. Hastanın gelişimi tamamlandığı zaman ortodontik tedaviler gerekebilir. Konuşma, işitme ve psikolojik durumlar ile ilgili problemlerin tedavisinde de ihtiyaç duyulmaktadır [10].

Hastalıkla İlişkili Genler

FGFR2 (10q25.3-10q26).

Hastalığın Diğer İsimleri

Akrosefalosindaktili sendromu, Tip I

ACS1

ACS I

Sindaktili Oksisefali

Kaynaklar

Mantilla-Capacho, J.M., et al., Apert syndrome with preaxial polydactyly showing the typical mutation Ser252Trp in the FGFR2 gene. Genet Couns, 2005. 16(4): p. 403-6.

Blank, C.E., Apert’s syndrome (a type of acrocephalosyndactyly)-observations on a British series of thirty-nine cases. Ann Hum Genet, 1960. 24: p. 151-64.

 ‘‘https://www.orpha.net/consor/cgi-bin/Disease_Search.php?lng=EN&data_id=261&Disease_Disease_Search_diseaseGroup=Apert-syndrome&Disease_Disease_Search_diseaseType=Pat&Disease(s)/group%20of%20diseases=Apert-syndrome&title=Apert%20syndrome&search=Disease_Search_Simple’’ Orphanet. (Erişim Tarihi: 11.03.2019).

Apert, M. E. De l’acrocephalosyndactylie. Bull. Mem. Soc. Med. Hop. Paris 23: 1310-1330, 1906.

 ‘‘https://rarediseases.org/rare-diseases/apert-syndrome/. National Organization for Rare Disorders. (Erişim Tarihi: 11.03.2019).

‘‘https://ghr.nlm.nih.gov/condition/apert-syndrome#sourcesforpage’’. Genetics Home Reference. (Erişim Tarihi: 11.03.2019).

‘‘https://ghr.nlm.nih.gov/condition/apert-syndrome#diagnosis’’. Genetics Home Reference. (Erişim Tarihi: 11.03.2019).

Conrady, C.D., B.C. Patel, and S. Sharma, Apert Syndrome. 2019.

https://rarediseases.info.nih.gov/diseases/5833/apert-syndrome#ref_15272. National Center for Advancing Translational Sciences. (Erişim Tarihi: 11.03.2019).

Mathijssen, I.M., Guideline for Care of Patients With the Diagnoses of Craniosynostosis: Working Group on Craniosynostosis. J Craniofac Surg, 2015. 26(6): p. 1735-807.